Kahramanmaraş İl Müftülüğünün Kuran öğretimi ve
hafız yetiştirmesi için hayır sahiplerinin destekleri ile yaptırdığı bölgenin
en büyük kuran’ı kerim eğitim merkezi açıldı.

Açılışı yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir
Ünal: “İnternet coğrafyasının oluşturduğu ve adeta yok ettiği aidiyet
duygusu ile birlikte bir savrulma yaşıyoruz.”
Saygı duruşu İstiklal marşımızın okunması ve
Kuran’ı kerim tilaveti ile başlayan açılış töreninde ilk konuşmayı
Kahramanmaraş İl Müftüsü Muhammed Gevher yaparak,” Hayır sahihplerine teşekkür
ediyorum,” dedi.

Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer ise :
“Kahramanmaraşlı hayır severlere teşekkür ediyorum, ilimize güzel bir eser
kazandırdılar,” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal:
“Kendimizi, ahlakımızı yeniden inşa etmeliyiz ki, insanı yeniden inşa edelim.”
Kimliksizleşmenin, savrulmanın en büyük sorun
olduğuna vurgu yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, bugün mazluma, mağdura
neden sahip çıkıldığını anlamak için geçmişe bir dönüp bakmak gerektiğini
söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal,
Kahramanmaraş’ta hizmete sunulan Kur’an-ı Kerim Eğitim Merkezinin açılışını
yaptı.
Medeniyetimizin merkezinde Kur’an-ı Kerim’in
olduğunu belirten Bakan Mahir Ünal, açılışta yaptığı konuşmada ‘Kendimizi,
ahlakımızı yeniden inşa etmeliyiz ki, insanı yeniden inşa edelim.’ dedi.
Medeniyetimizin Merkezinde Kur’an-ı Kerim Vardır
“Kur’an hizmeti yıllarca, bu ülkede insanların
hafızasına, inancına, değerlerine sahip çıkmak için cansiparane verdikleri
mücadelenin neticesinde buraya geldi.
İnsanlık tarihini çok derinden etkileyen üç kadim
kitap vardır. Tevrat, İncil ve Kur’an. Bu kitapların her üçü de ilahidir. Bu üç
kitap, üç büyük medeniyetin, üç farklı kültürün oluşmasını sağlamış ve bunlara
alt yapı oluşturmuştur.
Bütün kültürlerin, medeniyetlerin merkezinde ya
Tevrat’tan ya İncil’den ya da Kur’an’dan mutlaka bir merkez bulursunuz.
Bizim kültürümüzün ve medeniyetimizin merkezinde
de Kur’an-ı Kerim vardır. İnancımızın, kimliğimizin, hafızamızın merkezindedir.
Bizim bütün kitaplarımız Kur’an’ı anlamak için yazılmıştır.”
Kimliksizleşmek En Temel Sorunumuzdur
“Kur’an Mekke’de nazil olmuş, Kahire’de okunmuş
ve İstanbul’da yazılmıştır derler. Ama hamdolsun şimdi Türkiye’nin her yerinde
Kur’an’ı gerektiği gibi kıraat üzere okuyan hafızlarımız yetişiyor.
Bugün yaşadığımızın en temel sorun aslında
kimliksizleşmektir. Özellikle internet coğrafyasının oluşturduğu ve adeta yok
ettiği aidiyet duygusu ile birlikte bir yörüngeden uzak bir şekilde bir
savrulma yaşıyoruz. Bu savrulmanın merkezinde de büyük bir benzeşme maalesef
yer alıyor. Bir akıl bütün insanların birbirine benzemesi durumunda insanlığın
güven içinde olacağı biçiminde bir paradikmayı insanlığa dayatıyor.
Kur’an açıkça ‘Biz sizi farklı kavimler olarak
yarattık ki, birbiriniz ile ünsiyet oluşturasınız ve tanışıp kaynaşasınız,
birbirinizi bilesiniz.’ diyor.
İletişim benzerler arasında olan bir şey
değildir. Farklılıklar arasında olan bir şeydir. İletişim kendisini tanımlamış,
kimliğini, karakterini, merkezini belirlemiş taraflar arasında olur. Benzerler
arasında bir iletişimden, dialogdan bahsedemeyiz.
O yüzden bugün yaşadığımız bu benzeşmenin, bugün
yaşadığımız bütün kültürleri adeta tek bir kültür altında toplamak, bütün
farklılıkları tek bir benzerliğe dönüştürmek fikrinin dünyayı getirdiği
kimliksizleştirme sorununu yaşıyoruz.
Oysa her kimlik, inanç, kültür, bakış açısı
Kur’an’ın ifadesiyle kendi iradesi çerçevesinde mahfuzdur ve diğer bir ifadeyle
hiçbir zorlamaya tabi değildir.”
Bizim İnancımız İnsanları İnancında Serbest
Bırakmıştır
“Bizi maalesef İslamifobya üzerinden bütün
dünyada adeta bütün kötülüklerin, bütün köktenci, radikal gelişimlerin merkezi
gibi göstermeye çalışan yaklaşım -bugün Amerika’da ve Avrupa’da çok döngüsel
bir şekilde adeta bir taraftan DAEŞ üzerinden oluşturulan korkunun Avrupa ve
Amerika’da İslam düşmanlığına dönüşmesi- yine maalesef farklı bir cehaletin
sonucudur.
Bizim inancımız, insanları inancında serbest
bırakmıştır. Kutsal kitabımız dinde zorlama olmadığını açık bir şekilde ifade
etmiştir. Farklılıkların bir zenginlik ve tanışma vesilesi olduğu yine Kur’an-ı
Kerim’de açık bir şekilde ifade edilmiştir.
Kur’an’ın ilk ayetinin ‘Oku!’ olması ve ‘Siz hiç
düşünmez misiniz?’ diyerek insanlığın sürekli olarak düşünmeye davet edilmesi
ve bütün bunlar bizim medeniyetimizin son derece rasyonel ve insan fıtratına
uygun ve temelde Kur’an üzerine inşa edildiğinin temel göstergesidir.”
İslamafobya Üzerinden Suçlanıyorsak Oturup
Üzerinde Uzun Uzun Düşünmeliyiz
“İslam Araştırmaları Merkezini ziyaretimde İSAM Başkanı,
değerli Hocam Raşit Küçük Bey kadı sicillerini basmışlar ve onları paylaştı.
Kadı sicillerinde bir bölüme rastladım. 1514
tarihli bir mahkeme tutanağında şöyle bir ifade vardır: ‘Rusya’dan kaçan bir
köleye naaka bağlanması.’
Bizim bugün mazluma, mağdura neden sahip
çıktığımızı, insana ve insana ait olana neden sahip çıktığımızı, Anadolu’nun
bugün bir insanlık adası haline neden geldiğini anlamak için dönüp bakmak
gerekir.
O hükmü veren hakimin, Rusya’dan kaçan bir köleye
nafaka bağlayan hakimin kalbindeki duygu ‘Yaratılmışı severiz yaradandan
ötürü’dür. 1492 ve 1590 yılları arasında Amerika’yı keşfeden İspanyollar ve
Portekizliler uzun süre orada yaşayan yerlilerin insan olup olmadığını
tartıştılar ve nihayetinde onların öldürülmesi gerektiğine karar verdiler.
Neticesinde 49 milyon insanı katlettiler.
Birçok medeniyet tarihçisi ve tarihsel
sosyolojinin uzmanları derler ki; modern düşüncenin doğuşu Amerika’nın keşfi
ile birlikte burada katledilen ve kilisede uzun süre ‘Bunların öldürülmesi doğrudur,
hayır yanlıştır.’ fikrinden ortaya çıkmıştır. Mesela bu kaynaklardan bir tanesi
Cemal Bali Akal’dır. Modern Düşüncenin Doğuşu isimli kitabında uzun uzun
bunları tartışır.
Eğer biz İslamifobya üzerinden suçlanıyorsak
oturup bunun üzerinden uzun uzun düşünmemiz gerekiyor.”
Kendimizi, Ahlakımızı Yeniden İnşa Etmeliyiz ki
İnsanı Yeniden İnşa Edelim
“Bizim insanlığın adası olan, insana ait
değerleri koruduğumuz bu merkezde yıllarca hor görülen -sakalından,
takkesinden, inancından dolayı- ama büyük bir medeniyetin mirasını kalbinde
muhafaza eden, ümmi olmasına rağmen insana ait olan her güzelliği hayatında
yaşatan bu topraklar, savrulduğumuz, kaybolduğumuz, kimliğimizi kaybettiğimiz,
insana ait cesareti ve iyiliği kaybettiğimiz bugünlerde, dünyaya yeniden
iyiliğin, cesaretin, ahlakın, insana ait olanın inşa edilmesine dair bir mayayı
sunmalıdır.
O yüzden kendimizi, ahlakımızı yeniden inşa
etmeliyiz ki, insanı yeniden inşa edelim. Bizim geleneğimizde hesaba çekilmesi
gereken ilk kişi kendi nefsimizdir. Biz önce kendi nefsizimi hesaba çekeriz. O
yüzden kendimizi, insanlığımızı ve insanlığı yeniden inşa etmek için Kur’an’ın
sözüne kulak vermeliyiz. Medeniyetimizin temelinde Kur’an vardır. Bizim
medeniyetimizin temelinde Kur’an’ın bize anlattığı kıssalar vardır.
Akif’in dediği gibi ‘İnmemiştir hele Kur’an şunu
iyice bilin’ dediği gibi Kur’an mezarlıkta okunmak, evlerde asılı durmak için
inmemiştir. Kur’an okumak, düşünmek, anlamak, tefekkür etmek ve yaşamak için
indirilmiştir.
Bu merkezin bütün bunlara vesile olması diliyorum
ve bu merkezden kendi kültürüne, kimliğine, maneviyatına sahip çıkan insana ait
herşeye sahip çıkan talebeler çıkmasını temenni ediyorum.”

Bakan Ünal konuşmasının ardından Kur’an-ı
Kerim Eğitim Merkezinin mimarı Mustafa Saylak’a plaket verdi.